Merhabalar...

Şu anda Elena Demiryürek'in blog'unda bulunuyorsunuz... Burada benim yazılarımı, röportajlarımı bulabilirsiniz... Fotoğraflarlara gün gelecek zenginleşecek bu blog ama şimdilik zamanı var... Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim

25 Eylül 2007 Salı

Salonların tanıdık yüzü

C Spor 18.02.2004

ELENA DEMİRYÜREK

Çakıl taşlarıyla döşeli bir yolda ilerlemek nasıl zorsa, bir spora gönül vererek, o konuda ilerlemek de o derece sabır ve acıya dayanıklılık ister. Netaş, Arçelik ve Ulusal Takım'da görev alan Barış Özdemir , şimdilerde Fenerbahçe voleybol takımında oynuyor ve aynı zamanda kaptanlık gibi zorlu bir görevi de üstleniyor.
Sezon başında Arçelik'in kadrosunda yapılan gençleşme çabaları Sarı-Lacivertli camiaya yaradı. Arçelik'ten ayrılmak durumunda kalan başarılı voleybolcu, deplasmanlı lig tarihinde şampiyonlukla tanışmamış Fenerbahçe'ye geçerek, voleyboldaki hünerini Sarı - Lacivertli forma altında göstermeye başladı.
Ancak Barış'ın da belirttiği gibi şanssızlıklar takımın ve oyuncularının peşini bırakmadı. Yeni yeni oturan bu ekibin, renkli kişiliği olan kaptan Barış, takımın performansını, amaçlarını, kendi hedeflerini ve küpelerinin hikayesini anlattı.
- Puanlama sisteminin değişmesi ligi nasıl etkiledi?
- Lig sisteminin değişmesi tüm takımların birbirlerine yaklaşmasını sağladı. Eskiden sayılı takım ilk dörde girmek için çaba sarf ederken şimdi durum farklı. Aynı konumda bulunan yedi sekiz takım var. Bu durum psikolojinizi üst düzeyde etkiliyor. Hep hazır olmak, kazanmak zorundasınız.

Taraftar ilgili

- Taraftarın ligdeki bu değişime tepkisi nasıl oldu?
- Puan sisteminin değişmesi taraftarı da üst düzeyde etkiledi. Seyircilerimiz artmaya başladı. Derbiler her zaman renkli geçerdi ama şimdi daha büyük bir kitle maçlarımızı izliyor.
- Fenerbahçe'nin son durumu hakkında neler düşünüyorsunuz?
- Takımın bugünkü durumu aslında şansızlıklardan kaynaklanıyor. Aksilikler yakamızı bir türlü bırakmadı. Yeni gelen yabancıların yaşadıkları sakatlıklar, takımın birbirine alışması, bunların hepsi etkili oldu. Ama bu olumsuzluklara karşın ilk yarıda ligi 3. tamamladık.
- Arçelik'ten ayrılmanızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Arçelik benim için önemli... Çünkü 14 yıllık voleybol yaşantımın, 10 yılını o takımda geçirdim. Oraya çok şey borçluyum oradan daha farklı ayrılmayı isterdim. Bunun hakkında konuşmanın da bir mantığı yok.
-Takımınızdaki yabancı oyuncuları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Türkiye'ye gelen yabancı voleybolcuların çoğu döneminin iyi oyuncuları olmalarına karşın artık misyonunu tamamlamış oluyorlar. Pahalı voleybolcuları getirdiğinizde bu kez de yerli sporcuya vermediğin parayı ödediğin için takım içi sorun yaşanıyor. Ama bu spor sadece para için yapılmaz. Sevmeniz gerekir.
- Fenerbahçe'nin olduğu gibi ulusal takımın da kaptanısınız. Ulusal Takımın içinde bulunduğu durum nedir?
- Ulusal takımın şu andaki durumunun asıl nedeni çok kapalı kalması oldu. Bahar Kupası, Balkan Şampiyonası gibi organizasyonlara takılıp kalmışız. Diğer ülkeler buralara Ümit Ulusal Takımları'nı gönderirken biz A Ulusal seviyede katılıyoruz. Artık Dünya Lig'ine açılmalıyız. Para verdiğiniz zaman buraya katılabiliyor ve takımlarla mücadele edebiliyorsunuz. Voleybol da idol olarak gördüğünüz insanla mücadele etme şansını yakalıyor ve önemli bir karşılaşma öncesi panik yapmamaya alışmış oluyorsunuz.

Değişiklik arıyorum

- Voleybol özel yaşamını nasıl etkiliyor?
- Eşim Zeynep de voleybolcuydu. Ben Arçelik'te oynadığımda o da Fenerbahçe'de oynuyordu aynı zamanda da öğretmenlik yapıyordu. Okuldan sonra kulübe geliyor antrenmana giriyor ve geç saatte evde oluyordu. İkimiz de çok yoruluyorduk. Bu durum uzun bir süre böyle devam etti ama bizim için zor oldu. Şimdi eşim sadece öğretmenliğe kanalize oldu ve voleybolu bıraktı. Daha çok evde vakit geçiriyoruz. Yeni filmleri alıyoruz ve onları seyrediyoruz.
- Voleybolu bıraktıktan sonraki planlarınız nelerdir?
- Voleybol olmadan bir yaşam düşünemiyorum. Ama gelecekte ne olur bilmiyorum. Ancak voleybol oynamaya uzun süre devam edeceğim.
- Küpelerinizin belli bir anlamı var mı?
- Küpelerimin bir anlamı var. Dünya Kupası'na katılmadan birkaç gün önce birkaç arkadaş kulaklarımızı deldirelim mi diye birbirimize sorduk ve sonunda deldirdik. İlk maçımızı kazandık. Daha sonra bir üst tura çıkma mücadelesi öncesinde de geçen sefer deldirmiştik başarılı olduk belki bu kez de şansımız iyi gider dedik. O maçı da kazandık...
Barış Özdemir, takımın ağabeyi.

Hiç yorum yok: