Merhabalar...

Şu anda Elena Demiryürek'in blog'unda bulunuyorsunuz... Burada benim yazılarımı, röportajlarımı bulabilirsiniz... Fotoğraflarlara gün gelecek zenginleşecek bu blog ama şimdilik zamanı var... Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim

21 Eylül 2007 Cuma

Yeni nesil Neslihan

C Spor 17.12.2003

ELENA DEMİRYÜREK

Dünya Voleybol Şampiyonası'nın gözde isimlerinden bir tanesi... Henüz 19 yaşında, ama dünyanın en iyi smaçörleri arasındaki yerini alıyor. Renkli kişiliği, sıcak gülümsemesi, yükselen grafiğiyle o genç kızların yeni örneği.
Neslihan Demir , kısa sürede elde ettiği başarılarla ve sempatik kişiliğiyle tüm dikkatleri üzerine çekti. Dünya Şampiyonası bitti ama Neslihan, durmadı. Geldiğinden bu yana röportajlar, fotoğraf çekimleri ve televizyon programlarının aranılan ismi haline geldi. Neslihan'la sıkışık programına rağmen yaptığımız bu söyleşi de onun hedeflerine ve yaşam tarzına dair düşüncelerini bulacaksınız.
-Şimdi herkes sizi tanıyor. Bu nasıl bir duygu?
NESLİHAN DEMİR: Bayan voleybolu Avrupa Şampiyonası'na kadar fazla gündemde değildi. Ama şimdi alışverişe çıktığım zaman bile herkes dönüp bakıyor. Bu çok güzel bir duygu. Size olan sevgilerini gösteriyor bu anlatılamaz bir şey.
-Dünya Kupası size ve oyununuza neler kazandırdı?
N.D. : Bir kere voleybol görüşüm tamamen değişti. Çünkü orada dünyanın en iyi voleybolcularıyla karşılaşıyorsunuz. Doğal olarak anlayışınız değişiyor. Herkesten bir şeyler öğrenmeye çalışıyorsunuz. Gelecek turnuvalarda bu bana ve takım arkadaşlarıma büyük avantaj getirecek. Dünya Kupası hem benim hem de Türkiye'nin mantığını değiştirdi.

Öğretmen olmak istiyordum

-Voleybolu bıraktığınız zaman ne yapmayı planlıyorsunuz?
N.D.: Yeniden voleybolla uğraşacağım ve büyük bir olasılıkla antrenörlük yapacağım. Böylelikle kendi öğrendiklerimi de genç nesillere aktarabilirim. Eğer voleybolcu olmasaydım, arkeolog veya öğretmen olmayı istiyordum. Ama bu da beni mutlu ediyor.
-Dünya Kupası'nda size büyük bir ilgi gösterildi. Özellikle İlhan Mansız'a 2000 Dünya Futbol Kupası'nda duyulan ilgiyle hemen hemen aynıydı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
N.D.: Ben bunun için özel bir çaba sarf etmedim. Onlar aramızdan birini seçti ve büyük ilgi gösterdi. Bu kişide bendim. Kimse bana hayran olsun diye bir çaba sarf etmedim.
-Dünya Kupası'yla ilgili unutamadığınız bir anınız var mı?
N.D.: Uzak Doğulu bir çocuk vardı. Bana hayranmış, 6-7 yaşlarındaydı. Kaldığımız otelde beni bekliyormuş. Zaten saatlerce de benim lobiye gelmemi beklemiş. Eğer gelmezsem sabaha kadar da orada kalacakmış. Düşünsenize sizi sabaha kadar beklemeyi göze alıyorlar. Bunu hâlâ unutamıyorum.
-Saçlarınız her maçta farklı şekillerdeydi. Bunu uğur için mi yapıyordunuz yoksa başka sebepleri mi vardı?
N.D.: Uğur için yapmıyordum. Sonuçta 20 gün boyunca bazı değişiklikler istiyorsunuz. Canımız sıkıldıkça Gülden 'e gidiyorduk. O, bizim saçlarımızı yapıyordu. Antrenman dışındaki en büyük eğlencemiz buydu.
-Şampiyonalar dolayısıyla sıkı bir antrenman ve maç temposuna girdiniz. Bu durum sosyal yaşantınızı nasıl değiştirdi?
N.D.: Bu benim yaşam tarzım, sonuçta şampiyonalar olmadan önce de antrenmanlarımız aynı sıklıktaydı. Sosyal hayatıma fazla olumsuz bir yansıması olmadı. Haftada bir gün iznim var. Onu da takım ya da diğer arkadaşlarımla geçiriyorum. Sinemaya, tiyatroya ya da farklı bir yere giderek eğleniyoruz. Yani bu benim yaşam tarzım.
- Dünya Şampiyonası'nda Mısır takımıyla yaptığınız maçta iki müslüman ülkenin farklı kimliği vardı. Dünyaya belki de Türk kadınının çağdaş yüzünü gösterdiniz.
N.D.: Mısır takımında üç kapalı bayan vardı. Üçü de kardeşmiş. Bir ceza ödeyip mi oynadılar diye biz de merak ettik. Çünkü yasak olup olmadığını bilmiyorduk. Bu onların tercihi, bizim tercihimiz de belli.
-Avrupa Kupası'nda kendinizi gösterdiniz ancak Dünya Kupası daha büyük bir arenaydı, burada kendini göstermek nasıl bir duygu?
N.D.: Orası dünya pazarı, oraya önemli liglerin antrenörleri geliyor. Dikkat çektiğime inanıyorum. Teklifler gelirse de bunu değerlendirmeye çalışacağız.
-Şampiyonalarda hakemlerin tutumlarından dolayı kaybettiğiniz maçlar oldu. Bu durumu nasıl dağerlendiriyorsunuz?
N.D.: Her maçta hakeme tepki vardır. Bu sadece büyük şampiyonalarda değil, liglerde de böyle. Durum 23-23'ken hakem birşey yaptı maçı kaybettik dersiniz. Demek ki o duruma düşmemek gerekiyor. Boşluktan yararlanacaksın.
- Şampiyonalar sonrasında belirlediğiniz hedefleriniz nelerdir?
N.D.: Bir sınır koymamak gerektiğine inanıyorum. Bu sayede daha başarılı olacağımızı düşünüyorum. Nereye kadar gidebilirsem oraya kadar gitmeyi hedefliyorum.
- Eskiden sanki daha az gülüyordunuz, Dünya Kupası sonrası bu durum değişti. Bunu sebebi sizce nedir?
N.D.: Eskiden de voleybol oynarken keyif alıyordum ama şimdi daha da mutlu ediyor beni. Şimdilerde daha çok gülümsüyorum. Ama eskiden de o kadar asık suratlı sayılmazdım.
- Şampiyonalarda rakiplerinizin sizi etkisiz bırakmak için farklı farklı yöntemler geliştirdiğini gördük. Siz bunun için neler yapıyorsunuz?
N.D.: Benim işim bu. Onlar problem yaratır ben çözerim. Sonuçta onlar beni engellemek için taktikler geliştirecekler. Ben de iyi bir çalışmayla bunları çözeceğim.
- Belli bir süredir ülkenin gündemindesiniz. Birkaç hafta sonra spor gündemi değiştiği ve aynı ilgi gösterilmediği zaman bu sizi nasıl etkileyecek?
N.D.: Bayan voleybolu zaten gündemde değildi. Avrupa Şampiyonluğu'na kadar kimse fazla ilgi göstermiyordu. Gündemde olmak bizi etkilemedi, gündemden düşmenin de üzerimizde olumsuz etki bırakacağını sanmıyorum.

Hiç yorum yok: