Merhabalar...

Şu anda Elena Demiryürek'in blog'unda bulunuyorsunuz... Burada benim yazılarımı, röportajlarımı bulabilirsiniz... Fotoğraflarlara gün gelecek zenginleşecek bu blog ama şimdilik zamanı var... Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim

21 Eylül 2007 Cuma

Altı ayda bir numara oldu

C Spor 24.12.2003

ELENA DEMİRYÜREK

O Samsun'da doğup büyüyen ve Şanlıurfa'da keşfedilen bir Anadolu kızı. Deniz Esinduy 'un ani kararıyla ulusal forma ile tanışan ve sergilediği yüksek performansla Türkiye'nin her yerinden başarılı sporcular çıkabileceğini kanıtladı. Şimdilerde o Türkiye'nin ve Avrupa'nın en iyi liberosu. Gülden Kayalar , sempatikliği, bitmek tükenmek bilmeyen çalışma hırsı ve geleceğe dair büyük hedefleriyle Ulusal Takımın en yeni oyuncusu.
Kısa bir süre önce bırakmayı planladığı voleybola dört elle sarılmış ve tüm yaşamını buna göre organize etmiş.
-Voleybol kariyerinize nasıl başladınız?
GÜLDEN KAYALAR: İlkokuldayken Samsun'da voleybola başladım. Ortaokulda da Türkiye şampiyonlukları yaşadım. Şanlıurfa'ya transfer olana kadar birinci ligde hiç oynamamıştım. Bazı takımlar istedi, ama ailem ve hocalarım bu konuya pek sıcak bakmadı. Hep smaçördüm, hiç libero oynamamıştım.
-Voleybolun hep büyük şehirlerde oynanmasına alıştık. Dolayısıyla kaliteli voleybolcular da büyük kulüplerde yetişiyor. Anadolu'da voleybol oynamak nasıl bir duygu?
G.K.: Şanlıurfa'da şehrin yerlisi kimse yoktu. Aslında bu işler de biraz kısmet işi, çünkü ben oraya gitmeyebilirdim de. Ailem istemeyebilirdi. Ben o dönemde voleybolu bırakma kararı almıştım. Oynamayı da çok istemiyordum. Anadolu'da çok iyi voleybolcular var. Ancak onlar kendilerini İstanbul ya da Ankara piyasasına tanıtamadıkları için sönüp gidiyorlar. Buna öncü olduğumu düşünüyorum. Küçük illerde yetişip, büyük kentlerde kendilerini kanıtlayabilirler. Aileden uzak olmak zor
-Ailenizden ayrı kalmak sizi nasıl etkiledi?
G.K.: Ailemden ayrı kalmak beni çok üzdü. Çünkü biraz ana kuzusuyum ve Şanlıurfa'ya gidene kadar ailemden hiç ayrılmamıştım. Başlangıçta hemen hemen her gün ağlıyordum. Osman ağabey bana çok kızıyordu. Benim için çok zor oldu, ama bir şeyler istiyorsan bazı şeylerden ödün vermen gerekiyor.
-Voleybolu bırakmış olsaydınız, şimdi sizi nerede görecektik?
G.K.: Eğer voleybola devam etmemiş olsaydım yüksek lisansımı tamamlamayı hedefliyordum. Ondan sonra da öğretmenlik yapacaktım.
-Ulusal Takıma seçildiğinizde neler hissettiniz?
G.K.: Biz o zaman Osman ağabeyin kampındaydık. Ben ulusal takıma seçileceğime inanamıyordum. Çünkü ilk defa birinci ligde oynuyordum ve Ulusal Takımda Necla abla gibi yılların oyuncusu vardı. Çağrılmak bile çok güzeldi. Çok fazla heyecanlandım ve strese girdim. Hepsi profesyonel
- Ulusal Takım'a gittiğinizde nasıl tepkiler aldınız?
G.K.: Ulusal Takıma geldiğimde kimse beni tanımıyordu. 6 aylık bir geçmişim vardı. Bazıları benim adımı Songül sanıyordu. Bazıları kim acaba bu diye sordu. Ama hepsi profesyoneldi, bana çok yardımcı oldular.
- Avrupa ve dünya şampiyonalarında bayan voleybolcuların saçlarınızı sizin yaptığınızı öğrendik. Bu merak nereden kaynaklanıyor?
G.K.: Saçlarla ilgilenmeyi severim. Takımın saçlarını da ben yapıyordum. Uzun bir kamp dönemi geçiriyorduk ve morale ihtiyacımız oluyordu. Canım sıkılıyordu ve değişik bir şeyler yaratmak istiyordum, ortaya farklı farklı saç stilleri çıkıyordu.
-Voleybolda hep uzun boylu insanları görmeye alıştık. Bu standartlara göre siz kısa sayılırsınız. Bu sizin voleybolunuzu nasıl etkiliyor?
G.K.: Anadolu'da boy ortalaması düşük. Sıçraması iyi olan bayanları smaçör yapıyorlar. Bu nedenle defansım iyi olduğu halde beni libero yapmıyorlardı. Defansı sevdiğim için şu anda libero olmaktan çok mutluyum. Daha kısa olsaydım diyorum. Hatta benim savunduğum başka birşey de ben Türk standartlarına göre uzun boyluyum (1.67). Yani bizim kızlar fazla uzun. Gözde olan bir ülkeyiz
-Ocak ayında Azerbaycan'da yapılacak Olimpiyat elemelerinde Ulusal Takımın şansı nedir?
G.K.: Azerbaycan bize yakın bir ülke o nedenle seyirci avantajını kullanabilirsek ve İtalya'yı da aşabilirsek şansımızın yüksek olduğuna inanıyorum. Avrupa'da ulusal takım sayesinde gözde olan bir ülkeyiz.
-Ulusal Takım oyuncularının birbiriyle ilişkileri sizce nasıl?
G.K.: Arkadaşlıkların bu kadar iyi olmasını beklemiyordum. 12 kişiydik ve hepimiz birbirimize yakındık. Aramızda kıskançlık duygusuna da yer yoktu.
-Ulusal Takım'dan, hemen sonra liglere döndünüz bu sizi nasıl etkiledi?
G.K.: Ulusal Takım'dan liglere dönünce biraz bocalama oldu. Çünkü orada işlerini en iyi yapanlarla berabersiniz. Yeni yeni bu ayrımı yapabiliyorum.

Hiç yorum yok: