F.Bahçe rüzgârı daha sert esecek

C Spor 05.05.2004

ELENA DEMİRYÜREK

B u yılın başarılı takımlarından bir tanesi... Birçok voleybol otoritesi yakaladıkları dinamizmi takdir ediyor. Gelecek sezonlarda şampiyonluk yarışının önemli adaylarından biri olacağının sinyallerini de şimdiden veriyor. Üç büyük kulübü n tüm alanlarda başarılı olacağına inanılır. A ncak bu durum her zaman için geçerli değildir. Büyük bir adınızın olması takım olmanızı ve bu şekilde hareket etmenizi sağlayamaz. Başarıya inanmak ve bunun için çok çalışmak gerekir. İşte bunun farkına varan ve ekip ruhunu yakalayabilen bir takım, Fenerbahçe Voleybol Erkek Takımı... Kurulduğu günden bu yana ilk dörde bile giremeyen Sarı-Lacivertli ekip bu yıl ilk kez play-off'lara katılmaya hak kazandı ve ikincilik kupasını alan taraf oldu. Bu başarıda ekibe katılan deneyimli isimlerin, kulübün voleybol takımlarının farkına varmasının ve teknik patron Abdullah Paşaoğlu 'nun büyük katkısı bulunuyor. İşte biz de F.Bahçe'nin bu başarısını, geleceğini, en yetkili isimlerden Paşaoğlu ile konuştuk.
- Play-off'a kalmanızı ve ikinciliğinizi değerlendirir misiniz?
- Sezona ilk dört parolasıyla başlamıştık. Takımı şekillendirirken hem biz hem de Fenerbahçe yönetimi başarıyı hak ettiğimizi ve artık bazı şeyleri aşmamız gerektiğine karar verdik.
Birçok değişiklik yaptık. Arçelik'ten ayrılan Barış , Gökhan ve Burak 'ı renklerimize kattık. Yabancı oyuncularımızdan Darek voleybolu bırakmayı planlıyordu ancak kararlılığımızı ve kadromuzun sağlamlığını görünce kalma kararı aldı. Takımda devam eden isimler de yeni gelen ve kendilerine hiç yabancı olmayanlarla kaynaştı ve başarı için fazla eksik kalmamıştı.
- Sezon başından bu yana yabancı oyuncularınız biraz sorun oldu....
- Yabancı sporcularla ilgili şanssız bir sezon yaşadık. Sakatlıklar, uyuşmazlıklar yaşandı. Andre 'nin sakatlanması ardından tam iyileşti derken elini kırması, Masic 'in takıma uyum sağlayamaması bizim sezon içindeki en büyük dezavantajlarımızdı.
- Adana ve Gaziantep gibi kentlerde dörtlü final maçı oynadınız. Atmosfer nasıldı?
- Play-off'larda yine şanssızlıklar bir türlü peşimizi bırakmadı. Darek'in bacağı şişti. Adana'da voleybol hakkında gerçekten bilgili ve nezih bir kitle var. Sporun hakkını veriyorlar. Ancak Gaziantep'te biraz sorun yaşadık. Çünkü salonun tavanı standartlardan alçaktı, seyircinin ilgisi azdı. Bunlar moralimizi bozdu. Ancak Halk Bankası'nı yenmemiz bizim önümüzü açtı ve bize ikinciliği getirdi. Ama Erdemirspor bizden daha fazla yatırım yapmıştı ve daha organize olmuşlardı.
- Yeni sezon planlarınız nelerdir?
- Takımda bazı değişiklikler olacak. Oyuncularımızın piyasaları bu başarı sonrasında artış gösterdi. Tabii bu durum bizi zorlayacak. Çünkü geçen sezon daha kolay anlaşma yapmıştık. Bütçemize göre çok uygun sporcular almıştık. Ancak şu durumda oyuncularımız da haklı olarak fiyatlarını yükselttiler.
- Bütçe konusunda sorun var mı?
- Bütçemizde sorun yok. Başkanımızın olduğu bir ortamda bu gibi bir konu söz konusu olamaz. Gerekli şeyler yapılacaktır. Sponsorlarla takımımızın üzerindeki yükü biraz hafifletmek istiyoruz. Birkaç firma ile konuşuyoruz ve anlaşabileceğimizi umuyoruz. Ancak burasının futbol ağırlıklı bir kulüp olduğu unutulmamalı. Sayılı olanaklarla çalışıyoruz. Eğer başarıyı daha da ileriye götürebilirsek, daha yüksek teknik kapasite ile çalışabileceğiz, kadromuzu genişletebileceğiz. İlk altı takım içinde belki de en düşük bütçeyle çalışan bizdik. İstanbul takımı olmamızın avantajlarını kullandık. Dahası F.Bahçe Kulübü'nün artılarından yararlandık. Onun dışında bütçemiz sınırlıydı.
- Liglerde önemli mevkilerde Türk sporcular oynamadığından ulusal takımda da başarının düşük olduğu söyleniyor. Siz bir takım antrenörü olarak bunda bir payınız olduğunu düşünüyor musunuz?
- İstediğimiz mevkilerdeki Türk sporcular büyük takımlar tarafından kapılmış durumda. Bu nedenle takımın pasör çaprazı gibi önemli pozisyonlarına yabancı oyuncular getirmek zorunda kalıyoruz. Türk oyuncuları bu mevkilere yetiştirmek biraz güç. Sonuçta deneyimli oyuncuya ihtiyaç duyuyoruz.
- Başarınızda kimlerin payı var?
- Bu sadece benim ve ekibimin başarısı değil. Bu İsmail Vuran 'ın, Deniz ağabeyin ideallerindendi. Onlar bu takımın başarılı olmasını çok istiyordu. F.Bahçe tarihinde ilk kez ilk dördün içinde yer aldı. Aslında bizim hedefimiz 2007'de yani 100. Yılımızda şampiyon olabilmekti. Ancak galiba bu daha erken gerçekleşebilir. Çünkü hızlı bir atılım yaptık.
Ben inanıyorum ki F.Bahçe bundan sonra ilk dördün altına düşmeyecektir.

Sporcu aile daha anlayışlı

- Ailenizin sporcu kimliği size nasıl bir artı kazandırıyor?
- Eşim ve oğlum da sporcu. Eşim eski ulusal atletlerden, oğlum ise ikinci ligde Tekel'de oynuyor. Ailenin sporcu bir altyapıya sahip olması bu meslekte büyük bir avantaj. Çünkü ne olursa olsun deplasmanlardan döndüğümüzde ya da yenildiğimizde suratımız asık oluyor. Bizi daha rahat anlıyorlar.
- Fenerbahçe'de görev yapıyorsunuz. Ama hangi takımı tutuyorsunuz? -Ben Sarı-Lacivertli renklere gönül vermiş bir taraftarım. Ancak spor yaşantımda voleybolu Galatasaray'da oynadım. Çünkü Fenerbahçe'nin voleybol takımı yoktu.