Merhabalar...

Şu anda Elena Demiryürek'in blog'unda bulunuyorsunuz... Burada benim yazılarımı, röportajlarımı bulabilirsiniz... Fotoğraflarlara gün gelecek zenginleşecek bu blog ama şimdilik zamanı var... Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim

27 Eylül 2007 Perşembe

Futbolda finansal çöküş

C Spor 28.07.2004

DERLEYEN: ELENA DEMİRYÜREK

Meşin yuvarlağın peşindeki yıldızlar, artık fazla ilgi çekmiyor. Araştırmalar yeşil sahalardaki kazançların dibe vurduğunu gösteriyor.
Futbol, sadece 22 kişinin bir topun peşinden koştuğu sportif bir faaliyet olmaktan uzun zaman önce çıktı. Artık o milyarlarca dolarlık bir pazar hatta büyük bir pasta. Ama onu yiyebilenlerin sayısı sanıldığı kadar çok değil. Newsweek dergisinin yaptığı araştırmaya göre, futbolcu transferleri, formalar, antrenör ücretleri derken futbol kulüpleri gittikçe maddi yönden zayıflamaya başlıyor. Özellikle son dönemde Avrupa futbolunun durumu maddi konularda içler acısı. Sektörde önemli bir yer eden takımlar günden güne şirketleşmeye başlarken, bu piyasanın şartlarına ayak uydurmaları da zorlaşıyor. Çünkü bir şirketin kâr - zarar tablosu ya da gelir gider dengesi bir futbol kulübüne pek de benzemiyor.
İrlanda'dan Ukrayna'ya Avrupa'da 400'den fazla birinci lig takımı bulunuyor. Ancak bunların büyük bir çoğunluğu maddi sıkıntı içinde... Borçlarını ise tam olarak bilmek olanaksız.
Newsweek araştırmasında sadece İtalya Ligi'nin 2002 sezonunda kaybettiği paranın 485 milyon dolar olduğuna dikkat çekiyor. Bu rakam birçok şirketin neredeyse sermayesine eşit. Peki ne oluyor da futbol kulüpleri bu kadar zarar ediyor? Dahası Şampiyonlar Ligi, UEFA gibi kupaları kaldıran takımlar neden hala zarar ediyor?
Bunun nedeni çok açık. Futbolcuların ve antrenörlerin neredeyse ütopik sayılabilecek transfer ve bonservis ücretleri... Seyirci gelirinin beklenenin altında olması ve hatta futbolcu sakatlıkları bile maddi kayıpların nedeni olabiliyor. VFS Stutgart takımının patronu Erwin Stuart bu durumu şöyle anlatıyor, ''Futbol sadece bir oyun değildir. Bunun zor bir meslek olduğunu kabul etmeli ve bu duruma uygun davranılmalıdır.''

Parlayamayan yıldızlar

Futbol sezonu büyük transferler yapan hatta takımı bir yıldızlar karmasına dönüştüren Real Madrid ve Chelsea bunların en çarpıcı örneği. Real Madrid geçen sezon İngiltere ve Manchester United'ın vazgeçilmez ismi David Beckham 'ı 42 milyon dolara transfer etti. Öte yandan İspanyol takımı 2001 yılında ise bir başka ulusal takım kaptanı, Fransa'nın başarılı ismi Zinedine Zidane 'ı 86 milyon dolara renklerine bağlamıştı. Ancak bu ikilinin varlığı ve kadrosunun zenginliği bile başarılı olmasına yetmedi. Dahası ligi ancak dördüncü sırada tamamladı.

Tüm Avrupa krizde

Sadece İspanya'da ya da İtalya'da değil, Alman futbolunda da durum pek parlak değil. VFL Worlsburg 2003 yılında Andres D'Alessandro 'yu transfer etti ve bu futbolcuya 11.4 milyon dolar ödedi. Ama ligi ancak 10. sırada tamamlayabildi. Peki ya Borussia Dortmund?.. 2001 yılında Marcio Amoroso 'ya 31 milyon dolar ödeyen takım bu sporcunun dizinden sakatlanması sonucunda ödediği pararının karşılığını alamadı. Dahası kulüp bununla da kalmadı ve yıl içinde 31 milyon dolar zarar etti.
Önceki sezon ise bu rakam sadece 8 milyon 700 bin dolardı. Bu durum Dortmund için tam bir fiyaskoydu. Takımların yaşadığı bu ani para kayıpları ekonomistlerin de vazgeçemeyecekleri bir araştırma sektörü yarattı. Kulüpler o kadar para yutan canavarlara dönüşmüşler ki Manchester, Juventus, Bayern Munih, Real Madrid, Milan gibi Şampiyonlar Ligi ve UEFA Kupası'na ambargo koyan takımlar turnuvaları kazandıklarında elde ettikleri 50 milyon dolar gibi büyük paralar bile harcamalarını karşılamaya yetersiz kalıyor.
Sadece Avrupa'nın üst sıralarında ve basının gündeminde yer alan takımlar değil zor durumda kalanlar. Sezon sonunda takımlar bir alt kümeye giderken prestijin yanında bir o kadar da para kaybediyor. Sponsorlar azalıyor, gelirler düşüyor, kaliteli futbolcu bulmak zorlaşıyor. Birçok takım belli etmese de derin finansal sorunlarla karşı karşıya kalıyor.

Kulüplerin CEO'ları var

Avrupa futbolunun tepesinde bulunan birçok kulübün finansal danışmanları, ekonomistleri ve CEO (İcra Kuru Başkanı)'ları bulunuyor. Borçların, alıcakların idaresi her ne kadar şirketlerinkine benzese de işin içine spor ve futbol girince sorumlu kişiler çok ince bir çizgide yürümek zorunda kalıyorlar. Çünkü bazı faaliyetler şirketler için ideal bir yatırım olsa da aynı durum bir futbol kulübü için geçerli olamıyor.
Maddi yönden kötüleşen kulüpleri, ismi hiç duyulmamış ya da pek de iyi şekilde anılmayan kişiler satın alıyor ya da destekliyor. Kulüpler bir çeşit 'kara para' aklama cenneti haline geliyor. Bu da futbolun kirlenmesine ve gittikçe daha büyük paraların döndüğü bir kuyu haline gelmesine neden oluyor.

Hiç yorum yok: