Terazi, lastik seni unuttuk cimnastik

C Spor 26.11.2003

ELENA DEMİRYÜREK

Kıvraklık, estetik ve dengeyi birleştirip içine biraz da sporcu disiplini katarsanız ortaya çıkan spor cimnastiktir...
İnsanlık tarihinin ilk yıllarından bu yana, gerek tanrılara tapınma amacıyla, gerekse askeri eğitim konusunda ön planda tutulan cimnastik, Türkiye'de uzun bir geçmişe sahip. Tek kanallı TV döneminde ailece mısır patlatarak, sobada kestane pişirerek televizyon karşısına geçilip izlenilen; ama yeni dünya düzeniyle beraber Türkiye'deki popülaritesini de kaybeden bir spor.
Öyle ki TV başında seyredip bu spora gönül vermiş olanlar da aramızda çok. 1980'lerin sonlarında büyük bir ivme kazanan cimnastik, 1990'lı yıllarda ülkemizde çeşitli uluslararası başarılarla ses getirdi. Balkan şampiyonlukları, altın, bronz, gümüş madalyanın yanı sıra dünyada da saygın bir yer ediniyordu. Ancak 1990'ların sonlarına doğru durum değişmeye, cimnastikte alınan başarılar yavaş yavaş azalmaya başladı. Peki ne oldu? Neden geleceği bu kadar parlak olan cimnastik, birden bire inişe geçti?
Futbol, basketbol, voleybol derken neden cimnastik Türk sporseverlerinin gözünden düştü? Bunun nedeni aslında iki başlıkla açıklanabilir. Birincisi parasal açıdan zorlanan kulüpler, amatör spor olarak kabul edilen branşlarına gittikçe daha az bütçe ayırmaya ve sonunda da bu bölümleri kapatmaya başladılar. İkincisi de varolan kulüpler bazı başarılar elde etseler de medyanın sporu sadece futboldan ibaret görmesi sonucu cimnastik artık sadece satır aralarında görülür oldu.