Merhabalar...

Şu anda Elena Demiryürek'in blog'unda bulunuyorsunuz... Burada benim yazılarımı, röportajlarımı bulabilirsiniz... Fotoğraflarlara gün gelecek zenginleşecek bu blog ama şimdilik zamanı var... Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim

27 Eylül 2007 Perşembe

Türk antrenörler ders alsın

C Spor 09.06.2004

ELENA DEMİRYÜREK

Tatlı sert bir kişilik... Spora adanmış bir yaşam... Voleybol kariyerinde hem sporcu hem de menajer olarak üst düzey başarılar... Vakıfbank Güneş Sigorta'nın menajeri, kızların Nalan ablası... Nalan Ural bu haftaki konuğumuz. Eşi eski hentbolcu Ali İsmet Ural ve oğlunun da katıldığı sohbette, Nalan Ural'la voleybolu, menajerliğini, takımdaki sporculara bakışını, yabancı sayısını ve son dönemde voleybolda polemik konusu olan yerli-yabancı antrenör sorununu konuştuk.
- Voleybolun kamuoyunda gördüğü ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Voleybolun zaman zaman popülaritesinde bir artış olmuştu. Örneğin benim ve kız kardeşimin Emlak Bankası'na transferimizin ardından bu takımın 17 yıllık Eczacıbaşı Şampiyonluğu'na son vermesi gibi. Bu çok uzun zaman konuşulmuş bir olaydı. Ama başarı açısından baktığınızda ulusal takımlarda bu kadar başarılı olmamıştık.
- Vakıf Güneş Sigorta'nın bu yıl ulaştığı başarıların temelini ne oluşturuyor?
- Neslihan, Elif, Gözde gibi oyuncuları kazanmamızın bunda çok büyük bir etkisi var. Önceki yıl bu sporcuların temposunun artması adına takımın fazla bir finansal çalışma yapmamasına karşın Şampiyonlar Ligi'ne katıldık. Bunun yaparken de sporcularımızın geçiş dönemini ve acemiliklerini rahat bir şekilde atlatabilmelerini hedefledik ve başardık.
- Neslihan, Aysun gibi 'yıldız' oyuncularınız var. Peki onların dışındaki sporcularınız bu nedenle bir problem yaşıyor mu?
- Özellikle Neslihan'ın çok fazla taraftarı bulunuyor. Bakıldığında o daha 20 yaşında, bir anda yoğun ilgiye maruz kaldı ve bu ilgi artarak devam ediyor. Biz diğer sporcularımızla aynı seviyede tutuyoruz ve onu gelecek vaad eden yetenekli bir sporcu olarak niteliyoruz. Takımda kime nasıl davranılıyorsa ona da öyle davranılıyor. Önemli olan takım oyununun kurulabilmesi.
- Bayan ve erkek voleybolu özellikle ulusal takımın kazandığı başarıdan sonra daha fazla karşılaştırılmaya başlandı. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?
- Bayan voleybolu son 25 yıldır tüm dünyada erkek voleybolundan daha gündemde ve iyi konumda. Türkiye'de son zamanlarda büyük bir sıçrama olduğunu da kabul etmek gerekir. Bunlar; federasyonun iyi organize olması, genç takımdaki oyunculara uluslararasışampiyonalarda oynama şansı vermesi ve bu sayede Neslihan ve Esra 'nın A Takıma kazandırılması, Eczacıbaşı-Vakıfbank Güneş Sigorta rekabeti buna bağlı olarak sporcuların daha iyi olma istekleri ve Avrupa Şampiyonası'nın Türkiye'ye alınması ile kızların güveninin daha da artması başlıca nedenler. Erkeklerde ise bayanlardaki gibi özel yeteneklerin çıkmaması büyük dezavantaj oldu. Ama bayan voleybolunun daha gündemde olduğunu kabul etmek gerekir.
- Son zamanlarda Türk ve yabancı antrenörler konusunda çeşitli polemikler yaşanıyor. Sizce Türk antrenörlere yeterli şans verilmiyor mu?
- Türk voleybolunun gelişmesinde yerli yabancı birçok antrenörün katkısı var. Bunlar, Adnan Kıstak, Deniz Esinduy, Cengiz Göllü, Kzudgi, Nincek, Buzayev, Karayev gibi isimlerdi. Onlar Türk bayan voleybolunun temellerinin sağlamlaşmasının ve bugünkü başarının en önemli mimarlarıdır. Bence Türk antrenörlerin artık yerli-yabancı tartışmasını bir kenara bırakmaları ve uluslararası alanda başarılı olmuş antrenörlerden ne öğrenebileceklerine ve nasıl gelişeceklerine bakmaları gerekir. Kulüpler de yabancı antrenör meraklısı değil çünkü her şeyiyle yöneticiler ilgilenmek zorunda.

Ah keşke...

- Menajerlik yaşantınızda keşke bunları yapmasaydım ya da iyi ki şunu transfer etmişim dediğiniz bir şey var mı?
- Keşke menajerlik kariyerime ulusal takımda başlamasaydım çünkü çok deneyimsizdim. Keşke ameliyat olduğunu bildiğim halde Brezilyalı Hilma Kalderia 'yı transfer etmeseydim. İyi ki Neslihan'ı transfer etmişiz ve Elif'in yetişmesi için sabır gösterebilmişiz. İyi ki Vakıbank ve Güneş Sigorta Kulüpleri birleşti de Aysun gibi bir oyuncumuz oldu.
- Maçlardan önce takımda rüyaya yatma, gibi adetlerin olduğunu biliniyor. Peki ya siz?
- Aslında yok ama bu sezon ne kadar eş dost varsa hepsine dua ettirdim. Bir de sahaya çıkmadan önce ben de sporcular gibi konsantre olurum.

Hiç yorum yok: