Merhabalar...

Şu anda Elena Demiryürek'in blog'unda bulunuyorsunuz... Burada benim yazılarımı, röportajlarımı bulabilirsiniz... Fotoğraflarlara gün gelecek zenginleşecek bu blog ama şimdilik zamanı var... Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim

27 Eylül 2007 Perşembe

Uzun ince bir yoldayım

C Spor 30.06.2004

ELENA DEMİRYÜREK

Bisiklet kullanmayı ilk öğrendiğiniz zamanı anımsayın. Üç tekerlekliden iki tekerlekliye geçişinizi... Size bisikleti öğreten kişinin sırtınızdan desteği çektiği ve sizin bir an yaşadığınız şaşkınlığınızı... Hissettiğiniz ani korkuyu, heyecanı ve özgürlük duygusunu, bir şeyleri tek başına yapabiliyor olmanın verdiği güveni hatırlayın... Bisiklet insanlığı tarih boyunca en çok kullandığı araçlardan biri. Ülkemizde genellikle tatil beldelerinde ve ulaşılması zor yerlerde kullanılsa da dünyanın birçok ülkesinde büyük bir yer tutuyor. Özellikle Doğu Asya'da yaşamın ayrılmaz bir parçası.
Fransız bir asilzade tarafından can sıkıntısı sırasında icat edilen bir aletin günümüze kadar geçirdiği evreler şaşırtıcı. 1880'li yıllarda evrimini tamamlayan bisiklet ile ilgili yarışlarda başlamış oldu. Çağdaş koşullarda yapılan ilk bisiklet yarışları 1890 yılında Fransa'da gerçekleştirildi. 1891'e gelindiğinde uzun eteplı turların ilki Bordeaux-Paris, ve hemen ardından da Paris Brest-Paris yarışı düzenlendi. 1903 yılına gelindiğinde ise Fransa kendinden geçmiş bir şekilde bisiklet yarışlarına kapılmış durumdaydı. 1-19 Temmuz arasında iki bisiklet dergisinin birbirleriyle rekabetiyle ortaya çıkan ve Tour de France olarak adlandırılan bu yarışlar günümüzün en büyük üçüncü spor olayıdır. Ancak günümüzdeki halini alana kadar birçok zorluktan da geçmiştir. Örneğin ilk yıl düzenlenen tura 78 yarışçı başvurmuş ancak 60 kadarı başlangıç noktasından start almıştır. Bu 60 pedalın da sadece 21'i turu tamamlayabilmiştir. 1903 yılının o sıcak temmuz ayında bitiş çizgisine ilk varan ise Maurice Garin olmuştu. O yıllarda günümüzdeki gibi koruma önlemleri, sağlık görevlileri ve buna benzer hiçbir şey olmadığından sporcuların birçoğu ciddi rahatsızlıklar geçirmiş ancak yine de bu sporu yapmaktan vaz geçmemişlerdi. 1960'lı yıllarda olaya daha profesyonelce bakılmaya başlanmış ve Fransa Bisiklet Turu'nun modern bir hal alması sağlanmıştı. Bu yıl 101. yılını kutlayacak tur bu süre içinde çok fazla kesintiye uğramıştı. Yaşanılan iki Dünya Savaşı Fransa'nın olduğu gibi ülkenin en önemli sosyal faaliyetinin de kâbusu olmuştu. Sporcuların birçoğu bu savaşlarda yaralanmış ülkelerini koruma adına yaşamlarını yitirmişti. Kısacası savaş sporun önüne geçmiş ve belki de büyük ustaların ölümüne neden olmuştu.
Bu yıl 3-25 Temmuz tarihleri arasında 101.'si düzenlencek turu Fransızlar ulusal bayram olarak nitelendiriyor. Ancak son dönemlerde tur galibi Fransız pedallardan çıkmıyor. 10 yıl içinde turu genellikle ABD'li, Belçikalı bisikletçiler kazanıyor.
Başlangıç tarihinden 1985 yılına kadar yüzde doksan oranında Fransız bisikletçilerin kazandığı organizasyonda şampiyonluklar, bu tarihten sonra diğer ülkelerin eline geçmeye başlayınca Fransız pedallar sıralamada geride kaldı.

Hiç yorum yok: