Merhabalar...

Şu anda Elena Demiryürek'in blog'unda bulunuyorsunuz... Burada benim yazılarımı, röportajlarımı bulabilirsiniz... Fotoğraflarlara gün gelecek zenginleşecek bu blog ama şimdilik zamanı var... Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim

27 Eylül 2007 Perşembe

Voleybolda yeni sistem sinyali

C Spor 24.03.2004

ELENA DEMİRYÜREK


Türkiye Voleybol Federasyon Başkanı Hüsnü Can... Ulusal Takım'ın Avrupa Şampiyonası'nda elde ettiği 2.'liği, Dünya Şampiyonası'nda kazandığı 7.'liği, Vakıfbank Güneş Sigorta'nın Avrupa Kupası'nı kaldırmasını, liglerin ve Erkek Ulusal Takımı'nın yaşadığı kargaşayı en yetkili isme sorduk. Voleybolun artıları, eksileri ve eksikliklerini Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığı'da yapmakta olan Prof.Dr. Hüsnü Can'dan öğrendik. Sinirli yapısının nedenini, Türk voleybolunu getirmek istediği yerlerin neler olduğunun yanıtlarını aldık.
- Hüsnü Can'ın voleybol geçmişini anlatır mısınız?
- 1958 yılında Bahçeli Gençlik Spor Kulübü'nde voleybol oynamaya başladım. Daha sonra sırasıyla Maltepe, Petrol Ofisi, Muhafızgücü, ODTÜ'nün formasını giydim. Petrol Ofisi'nde antrenörlüğe geçtim. MTA, SSK ve Halk Bankası'nda antrenörlük yaptım.
- Federasyon başkanlığına adaylığınızı koymaya nasıl karar verdiniz?
- Federasyon başkanı olmamın nedeni ulusal takım antrenörlüğü yapmamış olmamdır. Ben de başkan olmaya karar verdim. Üçüncü derece uluslararası antrenörlük diploması almama karşın beni ulusal takım antrenörlüğüne seçmediler. Bir kez bile teklif gelmedi. Ben de madem antrenör yapmadılar federasyon başkanı olurum diye düşündüm.

Çabuk parlarım

- Başkanlığınızın yanı sıra eğitmenliğinizle de dikkatleri çekiyorsunuz. İkisi bir arada nasıl yürüyor?
- Eğitim görürken sporculuk yapmamak gibi bir durumum sözkonusu değildi. İkisini de hiç ihmal etmedim. ABD'de yüksek lisans yaptım. Eğitim ve antrenörlük derken evle, çocuklarımla ve eşimle pek ilgilenemedim. Şimdilerde Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanıyım. Bu üniversite Türkiye'de bilimsel anlamda 3. sırda yer alıyor. Benim mesaim sabah 9'da başlıyor ve gece yarısı sona eriyor.
- Neden yönetim kadronuzda voleybol çevresinden pek kimseye rastlayamıyoruz?
- Birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızın voleybol camiasından seçmememizin birçok nedeni var. İdari ve siyasi açıdan yardımı olan arkadaşlarımız şu anda yönetim kadromuzda. Bazılarının politikadaki güçleri sayesinde ya da maddi açıdan büyük destekleri oluyor. Voleybolun içinde olan ağabeylerimizin bilgilerinden daha çok danışman olarak yararlanıyoruz. Camiadan neden fazla insan olmadığı sorusuna şöyle bir yanıt vermek doğru olur; federasyonun içinde ne kadar bu camianın içinden insan olursa o kadar çok problem oluyor.
- Sinirli bir yapınız var. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?
- Aslında evde de böyleyim. Benim ilk bir dakikada verdiğim tepkiler, ani çıkışlarım vardır. Üniversitede durum biraz değişik. Orada da değişmez kurallara sahibim. Örneğin benden sonra sınıfa öğrenci giremez. Ders sırasında konuşan öğrenciyi dışarıya çıkartırım. Dinlemek isterse zaten dinler. Benim verdiğim derste sosyal dersler gibi okuyayım nasılsa geçerim diye bir durum sözkonusu değil. Benim sinirlenip birine zarar verdiğim görülmemiştir. Kırdığım insanlarla da belli bir süre sonra barışırım.
- Daha önce de federasyon başkanlığı yaptınız mı?
- 1992-1993 yıllları arasında 20 aylık bir federasyon başkanlığım oldu. O zaman atamayla gelmiştim. Yıldız Bayan Ulusal Takımı'yla Dünya Şampiyonası'na katıldık. Ufak tefek kayıplarla 6. sırada yer aldık. İlk kez Türkiye voleybol konusunda uluslararası platforma çıktık. İlk göreve geldiğimde makamımda çekmeceyi açtım ve şampiyona davetlerini gördüm. Bizi her yıl çağırmışlar ama kimse bununla ilgilenmemiş. Ben bir eğitimci olarak herşeyden önce altyapıya önem veririm. Çünkü herşeyin gençlerden başladığını bilirim.
- Voleybol Federasyonu'nda sizin döneminizde neler değişti?
- Federasyonu kurum haline getirdik. İstanbul, Ankara faaliyetleriyle uluslararası saygınlık kazandık. Kurumda yabancı dil bilen ve uluslararası organizasyonlarla her an irtibatta olan arkadaşlarımız var. Antrenör yetiştirdik, uluslararası faaliyetlere katılımı arttırdık. 217 Avrupa ülkesinde bulunan voleybol federasyon başkanları içinde tek profesör sıfatına sahip kişi benim. Bu kişisel olarak bir saygınlık kazandırıyor. Ancak ülke voleybolunun da gelişmesi gerekir ki biz bunun için de uğraşıyoruz.

Yeni hedeflerimiz var

- Ulusal Takımlar ile ilgili planlarınız nelerdir?
- Ulusal Takım'ın kulüp takımı gibi olmasını sağlamalıyız. Erkeklerde de bayanlarda da böyle bir uygulama yapabiliriz. Voleybol takım sporudur. Vakıf Güneş Sigorta, Eczacıbaşı gibi birbirini anlayan bir ekip oluşturmak gerekir. Bunun örneklerini Küba'da, ABD'de ve dünyanın birçok ülkesinde görmek mümkün. Oluşturacağımız takım lige de girebilir. Bunu gerçekleştirmeyi istiyoruz.
- Gelecek sezon aday olacak mısınız?
- Gelecek sezon için aday olmam gerektiğini hissediyorum. Tam hedefe ulaşamadık henüz ama bunu başaracağımıza inanıyorum. Bayanlarda özel turnuva için Çin'e davet edildik. Kızlarımız uzun bir süre Ulusal Takım'dan ayrı kaldıktan sonra verdikleri ilk tepki "eve geri döndük" şeklinde oluyor. Ulusal Takımı o kadar benimsemişler ki böyle bir tepki veriyorlar.
- Yeni sistem modelini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Takımların küme düşmemesi için sezon başında imza toplandı. Kulüp yöneticisi olsam ben imzalamazdım. Sistemi iyi kurup Avrupa'ya katılımı arttıracaktık. Ancak sistem oturmadı ve liglerde işler biraz karıştı. Ligde 10 takım olursa bu durum hem Ulusal Takım hem de ligdeki ekipler için daha yararlı olacaktır. Kalite de artar. Şimdiki sistemde takımların hayatı yollarda geçiyor. 2. Lig'e önem vermeliyiz. Onlara daha fazla maç yaptırıp altyapıyı güçlendirmeliyiz. Türkiye'de 80 kentte voleybol faaliyeti var. Aileler çocuklarını bu spora yönlendiriyor. Bu da yabancı sayısını düşürebileceğimiz anlamına geliyor. Erkek liglerinde kilit noktalarda genelde yabancı oyuncu tercih ediliyor. Bu da yükün yüzde 70'inin yabancılar üzerinde olmasını getiriyor. Yerli oyuncular ise ligdeki voleybol yükünün ancak yüzde 30'unu sırtlıyor. Başarısızlık da buradan geliyor. Bayanlarda ise tam tersi bir durum söz konusu bu nedenle de başarılı olabiliyorlar.
- Voleybol liglerini veya şampiyonaları için hangi kanallarla anlaştınız?
- Voleybolun televizyon yayınları konusunda biraz sıkıntısı var. TRT Top Teams'e fazla ilgi göstermedi biz de Kanal D'yle anlaşmak durumunda kaldık. Grand Prix'yi de TRT almadı bu nedenle de NTV'ye verdik. Maçları kimin yayınlayacağından çok bizim için önemli olan televizyonda yer alması.

Hiç yorum yok: