Merhabalar...

Şu anda Elena Demiryürek'in blog'unda bulunuyorsunuz... Burada benim yazılarımı, röportajlarımı bulabilirsiniz... Fotoğraflarlara gün gelecek zenginleşecek bu blog ama şimdilik zamanı var... Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim

27 Eylül 2007 Perşembe

Voleybolun ' Değer 'i

C Spor 15.09.2004

ELENA DEMİRYÜREK

Türk voleybolunun 45 yıllık tarihine tanıklık eden bir duayen. Değer Eraybar . Sektörde bulunan neredeyse tüm başarılı sporcu ve antrenörler onun eğitiminden geçmiş ve onun disipliniyle yetişmiş. Türk voleybolunun "değer" li abisiyle geçmiş ve gelecek hakkında konuştuk. Eraybar, 1953 yılıdan beri aktif olarak bu sporun içinde. Türkiye'ye voleybolunun gelişini ise şöyle anlatıyor: "Türkiye bu sporla 1918 yılında tanıştı. İlk olarak orduda ve üniversitelerde yapılıyordu. Sonrasında halk bu sporu benimsedi ve kızlı erkekli gruplarla oynanmaya başlandı. 1940 yılında profesyonel olmaya başladı. O zamana kadar sistem ve kurallar çok basitti. Tüm dünyada ise gelişmesi Demirperde'den önce ve sonra olmak üzere ikiye ayrılabilir. Doğu Blok'u ülkeleri sistemlerini geliştirdiler ve voleybola yeni bir soluk getirdiler."

Dünya seviyesindeydik

Türkiye'de voleybolun gelişiminin dünya ile aynı anda olduğunu belirten Eraybar, şimdinin bir numaralı ulusal takımları ile eşdeğerde olduğumuz zamanları anımsatıyor. Voleybolun duayeni, "Türkiye yurtdışına ilk kez Akdeniz Oyunları ile çıktı. 1951'de oynanan Yugoslavya maçı ile çehre değişikliğine gidildi. İlk kez yabancı antrenörler gelmeye başlandı. Kısa bir süre sonra modern voleybolun kurucusu Ayhan Demir genç takımı 1953'te oluşturdu. Türkiye bu ekiple 1956 yılında ilk kez Paris'te düzenlenen Avrupa Şampiyonası finallerine gitti. 1957 yılında da ilk Voleybol Federasyonu kuruldu."
Voleybolumuzda yaşanan gelişmelerin yabancı ve kaliteli antrenörlerle olduğunu söyleyen Eraybar, "Çek Jiri Korbrle, Nikolai Sotir ve Nikolai Murafa gibi döneminin en iyi antrenörleri ulusal takımımıza çalıştırıcı olarak geldiler. Değişik taktikleri onlardan öğrendik" diye konuştu.
Avrupa ve dünya voleybolunun o dönemlerde Doğu Blok'u ülkelerini yakalamaya çalıştığını vurgulayan Değer Eraybar, gelişimin bu sayede daha da hızlandığını belirtti. "Avrupa, Doğu Blok'u ülkelerini yakalamaya çalışıyordu. Bunun için de yeni taktikler geliştirmeye başladılar. Spor bilimciler yeni antrenman sistemleri geliştirmek için uğraştılar" diyen Değer Eraybar, ülkelerin kendi dizgelerini kurduklarını da ifade etti.

Dizge kurmalıyım

Bir ülkenin başarı, istikrar ve en önemlisi de ilerleme kat edebilmesi için bir dizgeye ihtiyacı olduğunu söyleyen Değer Eraybar, bunun için gerekli olan şeyleri de şöyle anlatıyor:
"Ülkenin sosyo-ekonomik yapısını düzeltmesi ve belli bir plan program içinde hareket etmesi gerekiyor. Küba takımı buraya geldiğinde yapılan toplantılarda çalıştırıcılar, yıl içindeki programlarını yaparken Milli Savunma Bakanlığı, maliye ve federasyonun bir araya gelerek yaptıklarını söylediler. Bu en doğrusu. Aldıkları sonuca bakarsanız şu anda olimpiyatlarda bronz madalyanın sahibi oldular. Demek ki doğru yaptıkları bir şeyler var."
Türkiye'de de Avrupa'ya ayak uydurma çabalarının 1975'ten sonra başladığını vurgulayan Eraybar; belli bir sistem içinde hareket edilemediği için istenilen seviyelere ulaşamadığını vurguladı.
Bugünlerde ulusal takımda alınan sonuçları ise "Rastgele voleybolun rastgele sonuçları" olarak niteleyen Eraybar, Türk voleybolunun kurtuluşunun mahalli kümelerin geri döndürülmesi ile olacağını vurgulayarak "Mahalli kümeler geri getirilirse Türk voleybolu atağa kalkar. Altyapı büyük önem taşıyor. Eğer bu olmazsa istediğimiz başarılara kolay kolay ulaşamayız" dedi.

Hiç yorum yok: