Merhabalar...

Şu anda Elena Demiryürek'in blog'unda bulunuyorsunuz... Burada benim yazılarımı, röportajlarımı bulabilirsiniz... Fotoğraflarlara gün gelecek zenginleşecek bu blog ama şimdilik zamanı var... Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim

25 Eylül 2007 Salı

Voleybolun Picasso'su

C Spor 03.03.2004

ELENA DEMİRYÜREK

Spor bazen nankördür... Döktüğünüz alın terinin karşılığınızı alamazsınız... Kaliteniz kimi zaman görülmez, kimi zaman da görmezden gelinir ya da engellenir... İşte böylesi olumsuzlukları yaşayan sporculardan biri de Erkan Toğan ... Şu anda Erdemirspor'da forma giyen deneyimli voleybolcu, yurtdışına transferiyle ilgili çıkan pürüzleri, Ulusal Takım'ın yaşadığı sorunları ve yeni takımını anlattı.
- Erdemirspor sezona nasıl bir başlangıç yaptı?
- Takım olarak sezon başında istediğimiz performansı yakalayamadık. Birkaç yenilgi aldık ve bu da bizim moralimizi etkiledi. Şimdilerde ABD'li bir pasör aldık. Kendisi ulusal takım kampından dolayı antrenmanlıydı. Bu durum da bizim için büyük bir şans oldu. Takıma çok kolay uyum sağladı.
- Puan sisteminin değişmesi sizi nasıl etkiledi?
- Yeni puan sistemini ilk başlarda biz de dezavantaj olarak gördük. Ama daha sonraları bu durumun takımların şampiyonluktan kopmasını engellediğini fark ettik. Örneğin Halk Bankası şu anda ligde yenilgisiz lider durumda olmasına ve bizim birkaç yenilgimize karşın aramızda sadece 3 puanlık bir fark var.
- Yurtdışına transferinizde bazı pürüzler çıktığını ve bu nedenle gidemediğinizi biliyoruz. Konuyu bir de sizden dinleyebilir miyiz?
- Yurtdışına transfer olmam biraz yılan hikayesine döndü. Bonservis bedeli bizde hâlâ kölelik sistemi gibi yürüyor. 1996 - 1997'den beri yurtdışında bir takıma transfer olmaya çalışıyorum. Bu olmadı diye voleyboldan kopmadım. Bu spor benim mesleğim.
- Gelecek sezon yurtdışına transfer olmanız gündeme gelirse, takımınızın nasıl bir tepki vereceğini düşünüyorsunuz?
- Erdemirspor benim meslek yaşamımda profesyonel anlamda en iyi çalıştığım kulüplerden bir tanesi. Hatta bu anlamda Arçelik ve Erdemirspor çalıştığım en disiplinli takımlar. Ben inanıyorum ki eğer gelecek sezonda yurtdışından bir teklif alırsam yöneticilerim de destek verecektir.
- Erkek Ulusal Takımı'nın durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Ulusal Takım düzeyinde Türk erkek voleybolu çok ileri gidemiyor. Bu durum gelen yönetimin ve antrenörlerin hatası. Çünkü bir jenerasyonu yıkıp, yeni bir ekip kurma istekleri, hem yenileri hem de eskileri şaşırttı. Deneyimliler küstü, yeni nesil de korktu. Daha sonra bunun da işe yaramadığı görüldü ve ikisinin karması bir takım yaratılmaya çalışıldı. Ulusal Takım yap - boz tahtasına döndü. Ulusal Takım'da ve liglerde Avrupa Birliği düzeyinde oyuncular ve antrenörler olmalı ki erkek voleybolu ilerleyebilsin.
- İstanbul, Ankara ve Ereğli'deki voleybol anlayışı nasıl, ne gibi farklılıkları var?
- İstanbul ve Ankara voleybol açısından farklı kentler... Ama her açıdan İstanbul'un yeri çok farklı. Ankara voleybola daha yakın bir görünüm sergiliyor. Ereğli'nin doğası voleybol için ideal. Çünkü orada fazla sosyal aktivitelerde bulunamıyorsunuz. Gece hayatı yok. Bu da voleybolcunun sadece işini düşünmesine neden oluyor. Büyük kentlerden gelen sporcular için bazen çok zor olabiliyor. Ama belli bir süre sonra alışıyorlar.
- Türkiye'deki erkek voleybolunun ilerlememesinin nedenini sizce nedir?
- Türkiye'deki erkek voleybolunun en büyük handikapı kendi içinde sıkışmış olması. Bunun değişmesi gerekiyor. Lig artık sadece takımların çıkarını düşünmemeli oyuncuları da göz önünde bulundurmalı. Federasyon artık bazı şeylere kayıtsız kalmamalı. Her konuda uzun vadeli düşünülmeli. Dünyada voleybol artık bilimsel açıdan değerlendiriliyor. Örneğin yeni ABD'li oyuncumuz geldiğinde ulusal takım için on aydır kamptalarmış. Bizim Ulusal Takımımız'a bakıldığında ise turnuvalar öncesi bir haftalık kamplarla başarı sağlanmaya çalışılıyor. Biz maça gittiğimizde zaman zaman masörümüz bile olmuyor. Sorun yaşadığımızda bizimle ilgilenecek kimseyi bulamıyoruz.
- Voleybolun sayısız zorluğunu yaşamış bir insan olarak, gelecek dönemlerde antrenörlük veya yöneticilik yapmayı düşünüyor musunuz?
- İlerde hangi meslekle uğraşacağımı bilmiyorum. Antrenör olmak istediğimden pek emin değilim. Ticarete atılabilmek için yeterli birikimim olduğunu sanmıyorum. Eskiden iyi paralar kazanıyorduk. Ama son birkaç yıldır durum değişti. Gözlemlerime göre sporcu, yönetici veya antrenör olmak birbirinden çok farklı. Sporun içindeyseniz birilerinin sizinle ilgilenmesini ya da maddi manevi bir sorununuz olduğunda halledilmesini istiyorsunuz. Ama voleybol oynadıktan sonra yönetici ve antrenör kademesine geçen ağabeylerimiz farklı bir tutum sergiliyorlar.
- Plaj voleybolunun tanıdık yüzlerindensiniz. Bu yıl organizasyonlara katılacak mısınız?
- Açıkçası bu yıl böyle bir niyetim yok. Çünkü plaj voleybolunun artık bana birşey kattığına inanmıyorum. Bu yılı dinlenerek geçirebilirim.
- Ereğli'de boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Eşim de ben de Ereğli'nin doğasına hayranız. Sinemaya ve kafelere gidiyoruz. Ama benim en büyük zevkim resim yapmak.
- Resme olan ilginizden biraz bahseder misiniz?
- Resme her zaman bir ilgim ve yeteneğim vardı. Ama Ereğli'de yapabileceğimiz fazla bir şey olmadığından daha da ortaya çıktı. Yağlıboya, karakalem çalışmalarım var. Ancak yağlıboya tablo yapmanın çok zor olduğunu fark ettim. Resimde en çok modern çalışmalar yapmayı seviyorum. Karakalem çalışmalarım da genellikle portreler üzerine.
- Sergi açmayı düşünüyor musunuz?
- Günün birinde belki böyle bir şey olabilir. Ancak ben bunu profesyonel anlamda düşünmüyorum.

Hiç yorum yok: