Merhabalar...

Şu anda Elena Demiryürek'in blog'unda bulunuyorsunuz... Burada benim yazılarımı, röportajlarımı bulabilirsiniz... Fotoğraflarlara gün gelecek zenginleşecek bu blog ama şimdilik zamanı var... Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederim

3 Şubat 2009 Salı

Altyapıdan kaptanlığa: Nalan Ramazanoğlu

Fenerbahçe Dergisi 56. Sayı
Röportaj: Elena Demiryürek
Fotoğraflar: Ahmet Hopyar

Bir takıma kaptanlık etmek bir savaşta komutanlık yapmakla neredeyse aynı anlamı taşır. Nalan Ramazanoğlu da Fenerbahçe Bayan Basketbol Takımımızın kaptanı olarak bu takımı komuta ediyor. Bir kaptanın üzerine düşen tüm görevleri eksiksiz yerine getirmeye çalışan kaptanımız bu görevdeki ikinci sezonuna hazırlanıyor. Kaptanlığın getirdiği zorlukları, takımımızın yeni sezon hazırlıklarını, özel hayatını Nalan Ramazanoğlu Fenerbahçe Dergisi’ne anlattı.

- Basketbola başlama hikayenizi bize anlatabilir misiniz?
Basketbola 1995 -1996 sezonunda tamamen tesadüf eseri başladım. Benim basketbola başladığım sezonda yaşıtlarım yıldız takımdaki son yıllarını oynuyorlardı. 16 yaşındaydım. Klasik olacak ama çok çalışarak aradaki farkı kapattım. İkinci senemde hem A hem genç takımda oynadım. Altyapıdan geldim ama aslında alt yapım yok. Yani küçük takım ya da genç takımda oynamadım yıldız takımda ise oynadım ile oynamadım arasında bir şey oldu. A takım maceram başladı. Bu Fenerbahçe’deki 12. sezonum ve 11 sezondur A takımdayım.

- Fenerbahçe’nin altyapısından yetişip kaptanlığa kadar yükselmeyi başardınız. Bu konu ile ilgili olarak ne söyleyebilirsiniz?
Ben daha önce uzun bir süre yardımcı kaptanlık yaptım. İki yıldır da kaptan olarak takımın başındayım. Üst düzey oyuncularla aynı takımda oynadığınız için aslında kaptanlığın çok da zorluğu yok. Ancak onun dışında kendi içinde zorlukları tabii ki oluyor. Herkes kendi görevinin bilincinde oluyor. Daha çok gençlerle ilgilenmek durumunda oluyorsunuz. Çünkü onlar A Takıma ilk defa çıktıkları için, doğruyu yanlışı göstermek açısından uğraşıyorum. Yaz döneminde onlarla ilgileniyorum. Bunun dışında bir zorluğu bulunmuyor.



- Fenerbahçe gibi büyük bir takımın kaptanlığını yapmak zor olsa gerek. Kaptanlığın size getirdiği yükümlülükler nelerdir?
Fenerbahçe gibi büyük bir kulübün kaptanlığı yapmak evet zor bir durum. Özellikle geçen sezonun 100. yılımız olduğu göz önüne alınırsa daha da büyük başarılar bekleniyordu bizden. Beklentinin bize verdiği bize bir baskısı oldu. Bu baskı da geçtiğimiz yıl play – off maçlarında Beşiktaş ile oynadığımız maçlara yansıdı. Çünkü biz daha kolay geçeceğimizi düşünüyorduk. Ancak o baskı durumun başa baş gelmesine neden oldu. Ancak gerçekten işinde ciddi anlamda profesyonel olan kişilerle çalıştığımız için kaptanlık yapmak o kadar da zor olmuyor. Takım içinde her hangi bir sorun çıkmamasının bir nedeni de Zafer Kalaycıoğlu’dur.

- Önemli maçlar öncesinde takımı nasıl motive ediyorsunuz?
Büyük maçlar öncesinde biz bir kamp dönemi geçiriyoruz. O kamplarda öğle yemeğinin ardından küçük toplantılar yapılıyor. O sırada motivasyon konuşmaları yapılıyor. Maçta herkesin elinden gelenin en iyisi yapması gerektiğini konuşuyoruz. Bu tip konuşmaları genç oyunculara daha çok yapıyoruz çünkü onların böyle motivasyon konuşmalarına çok ihtiyacı oluyor.

- Büyük maçlar öncesi antrenmanlar nasıl geçiyor?
Antrenman normal maçlardan daha sert geçiyor. Özellikle 5’e 5 yapılan antrenman maçlarında daha çok sertlik ya da daha çok sinirlenenler oluyor. Çünkü herkes kazanmak istiyor. Bu nedenle maçlardaki motivasyonumuzu antrenmanlarda kazanıyoruz. O hırsla maça çıkıyoruz.

MEVKİİ DEĞİŞİKLİĞİ BAŞARIYI GETİRDİ

- Basketbola başladığınızda 4 numara oynuyordunuz şu anda ise 2 ya da 3 numara oynuyorsunuz. Bu değişikliğin hikayesini bize biraz anlatabilir misiniz?
Ben uzun boyluyum ve pivot mevkiinde oynuyordum. Ancak 2000 yılında Zafer Kalaycıoğlu’nun takımın başına geçmesiyle bu durum değişti. Beni forvet pozisyonuna çekti. Ancak altyapımın ve temelimin olmaması beni ilk başlarda çok zorladı. Ama bunun üstesinden gerçekten çok çalışarak geldim. Şut seviyem düzeldi. Yeri geldiğinde 4 numara da oynuyorum. Ancak uzun boylu olarak 2 ve 3 numarada oynamak ciddi anlamda bir avantaj.

FENERBAHÇE BİR AVRUPA TAKIMI… AVRUPA’YA GİTMEYE GEREK YOK

- Kariyer planınızda Avrupa’ya gitmek var mı?
Avrupa’ya açılma şansım oldu ama benim en büyük hedefim Fenerbahçe’de basketbolu bırakmak. Yani fiziğim ve yaşım el verdiği sürece Fenerbahçe forması giymek istiyorum. Bu da sanırım bir ilk olacak. Fenerbahçe’de başlayıp Fenerbahçe’de basketbolu bırakmak en büyük hedefim. Fenerbahçe’de en iyi şekilde kaptanlık görevini yerine getirmek istiyorum. Zaten Avrupa olarak baktığınızda Fenerbahçe’de Avrupa takımı. Türkiye’de zaten bu seviyedeki en üst düzey takım Fenerbahçe. Zaten Türkiye’de Fenerbahçe dışında bir takımda oynamayı düşünmüyorum. Avrupa için de Fenerbahçe Avrupa’nın en iyilerinden biri. Fenerbahçe’de Avrupa takımı onun dışında bir tek hedef NBA kalıyor. Onu da düşünmüyorum.

- Fenerbahçe’nin Avrupa hedefi yeni sezonda nedir?
Geçen yıl çok iyi bir yerde bitirdik. Daha da iyi bir yerde bitirebilirdik ama Caferağa’da talihsiz bir maç kaybettik. Ancak bu sezon daha iyi bir kura çektik. Geçtiğimiz yıl çektiğimiz kura ölüm grubu olarak geçiyordu. Bu yıl daha iyi bir kuraya düştük. Bunun avantajlarını kullanmak istiyoruz. En az final – four’a kalmak istiyoruz. Takım kadrosu yabancılar da dahil olmak üzere geçen yılın neredeyse aynısı. Herkes birbirini tanıyor oyun şeklini biliyor. Uyum sorunu yaşamadan iyi bir başlangıç yapacağımıza inanıyoruz. 100. yılımızda olmadı ama bu yıl final – foura kalmak istiyoruz. Yeni sezonda Türkiye için bir şey söylemeye gerek yok. Bence yine şampiyonluk yine şampiyonluk demek istiyorum. Bu yıl 100. yılımızla ilgili bir kupamız daha kaldı. Cumhurbaşkanlığı Kupası onu da alıp sezona yeni bir başlangıç yapmak istiyoruz. Parolamız şampiyonluk.
- Hızlı ve yoğun bir temponuz var bu süre zarfından evliliği nasıl yürütüyorsunuz?
Eşimin de sporcu olması bu evliliğin yürümesindeki en büyük etken. Çünkü sizinle aynı dili konuşuyor. Antrenmanın, deplasmanın ne olduğunu biliyor. Karşınızda sizi anlamayan bir insan olsa evliliğin yürümesi zorlaşırdı. Birbirimizi az görüyoruz. Onun maçları oluyor, benim maçlarım oluyor. Deplasmanlar, antrenmanlar falan derken neredeyse haftada 1 gün falan görüşebiliyoruz. Yaz aylarında daha fazla vakit geçiriyoruz.

- Ev işlerini nasıl hallediyorsunuz?
Yemek yapıyorum. Ev işlerinde bir yardımcımız var. Anneme de burada teşekkür etmek istiyorum. Çünkü mümkün olduğu kadar bana yemek yaptırtmamaya çalışıyor. Çünkü bizim idmanlarımız ağır geçtiği için yemek yapmak bile benim için zor oluyor. Çünkü iki idman arasında eve gelip dinlenmek, gelecek idmana hazırlanmak o arada da yemek yapmak ciddi anlamda zor. Ben iki – üç saati bulan bir idmanım var zaten. Annem bu nedenle bana çok yardımcı oluyor.

- Bebek sahibi olmak planlarınız arasında var mı?
Çocuk istiyoruz ancak şu anda planlarımızda bulunmuyor. Henüz bizim için erken olduğunu düşünüyoruz.

TARAFTARIMIZIN DESTEĞİ BİZİ MOTİVE EDİYOR

- Basketbolda alışık olunmadığı kadar iyi bir izleşici ve taraftar grubumuz bulunuyor. Taraftarlarımız hakkında ne düşünüyorsunuz?
Taraftarlarımızın hakkı gerçekten ödenmez. Onlara söyleyebilecek çok da bir şey yok. Bilinçli ve destek olan bir taraftar kitlemiz var. Onlarla gurur duyuyorum onlar da inanıyorum ki bizimle gurur duyuyorlar. Avrupa maçlarımızı henüz kesinleşmemekle birlikte Abdi İpekçi’de oynayacağız. Biraz uzak ama ben inanıyorum ki bizi orada da yalnız bırakmayacaklar. Biz onlarla maç kazanıyoruz. Onlar bizi gerçekten havaya sokuyorlar. Bunu unutmasınlar ve her maçımıza gelsinler.

Zafer Kalaycıoğlu: “Uzun yıllar kaptan kalacak”

Ben 2000 yılında Fenerbahçe’ye geldiğimde Nalan, pivot oynuyordu. Onu forvet pozisyonuna çektik. 3 numaradaki pozisyonu giderebilecek bir oyuncu haline geldi. Ama 2 yıl önce geçirdiği sakatlık onun Milli Takım’da yer almasını zorlaştırdı. Şu anda Milli Takım’da oynayabilecek durumda. Bu yapılan çalışmaların ilerleyen yıllarda boşa gitmeyeceğine inanıyorum. Şu andaki kadroda en uzun süredir çalıştığım oyuncu konumunda. Bu nedenle kaptanlık vasıflarını elde etti ve kaptanlığa kadar yükseldi. Kariyeri boyunca burada olduğu sürece iki kaptanla çalıştı ve onlardan çok şey öğrendi ve bu da kaptanlığına yansıyor. Fenerbahçe gibi bir camiada kaptan olarak sahaya çıkmak büyük bir onur. Gereken fedakarlıkları yapıyor ve oyuncularla diyaloglarını da çok iyi tutarak görevini yerine getiriyor. Uzun yıllar Fenerbahçe’de kaptanlık yapacağına inanıyorum. Sahaya girdiğinde çok büyük bir savaşçı kimliğine bürünüyor. Bu özelliği herkes tarafından biliniyor.

Hiç yorum yok: